Zatürre (Pnömoni) Bulaşıcı mıdır? Pnömoni Hangi Yollarla Bulaşır?
Zatürre hastalığı solunum yoluyla ve hasta kişinin kişisel eşyalarıyla bulaşan akciğer enfeksiyon hastalığıdır. Hasta kişi iyileştikten sonra da bulaştırmaya devam edebilir.
Pnömoni; çoğunlukla bakteri ve virüslerin, nadiren mantar ve parazitleri neden olduğu, akciğer doku iltihabı olarak adlandırılan, akciğer hava keselerine etkenin ulaşması sonrasında hava keselerine gelen kan serumunun ve iltihabın hava keselerini doldurup, solunup güçlüğü, ateş, balgamlı öksürük, nefes alırken göğüs bölgesinde batıcı ağrıyla karakterize akciğer enfeksiyon hastalığıdır.
Zatürre nasıl bulaşır?
Halk arasında zatürre ismiyle de tanınan pnömoni, çoğunlukla bakteri ve virüslerin neden olduğu akciğer enfeksiyon hastalığıdır. En önemli sorular arasında ”Zatürre nasıl bulaşır?” vardır. Hastalığın akciğerlerde gelişmesinden dolayı zatürrenin bulaşması solunuma yolla olmaktadır. Zatürre etkeni taşıyan ya da hasta kişilerle yakın solunum temasında bulunan bağışıklığı olmayan kişilerin hastalığı kapma olasılığı çok yüksektir. Bu yolla vücuda alınan zatürre etkeni 1-3 gün içerisinde kişinin akciğerlerinde gelişimini tamamlar ve bireyde hastalık belirtileri görülmeye başlar. Hasta kişi iyileştikten sonra, hastalık etkenini üst solunum yollarında taşıyan bireyler halen hastalığı bulaştırmaya devam ederler.
Normal sağlıklı bireylerde taşıyıcılık oranı %5-70 arasındayken, askeri birliklerde bu oran %50-60’ı, okul ve yetimhanelerde %30-40’ı bulmaktadır. Çocuklarda ve bebeklerde bulaştırıcılık daha uzun sürmektedir. Bireyin tamamen iyileşmesi, tedavisini tamamlaması ve etkeninin vücudu terk etmesi yaklaşık olarak 6-8 haftayı bulmaktadır. Bu zaman zarfında hasta kişi hastalığı bulaştırmamak için maske kullanmalı ve ziyaretçi kısıtlamasına gidilmelidir. Pnömo-23 aşısı ve grip aşısı olmayan bireylerle temas etmesi hastalığın yayılmasına neden olacaktır.
Pnömoni bulaşıcı mıdır?
Grip, nezle gibi üst solunum yolları hastalıkları pnömoniye zemin hazırlayan ve çok bulaşıcı rahatsızlıklardır. Aksırık, öksürük, ağız ve bulun salyası ile temas eden kişilerin grip ve pnömoni aşısı ya da bağışıklığı olmadığı durumlarda hastalık bulaşır ve hastalık oluşur. Pnömoni’ler dünya üzerinde en fazla ölüm sebepleri arasındadır. Özellikle yaşlılar, bebek ve çocuklar, bağışıklık sistemi zayıf kişiler, bağışıklık sistemi baskılayıcı hastalığı olanlar ya da bağışıklık sistemi baskılayıcı tedavi görenler (kemoterapi vb.) hastalık için önemli risk grubudur. Bu özellikteki kişilerin zatürre hastalığına yakalanmasını kolaylaştıran çeşitli risk faktörleri de vardır. Bunlar;
- İleri yaş
- Kronik hastalıklar: Diyabet, kalp, böbrek hastalıkları, akciher hastalıkları (KOAH, bronşektazi, akciğer kanseri), karaciğer hastalıkları, bağışıklık sistemi hastalıkalrı, endokrin sistem hastalıkları, sinir sistemi hastalıkları
- Sigara ve alkol kullanımı
- Kusmalar (kusmuğun solunum yoluna kaçması nedeniyle aspirasyon pnömonisi)
- Geçirilmiş uzun süreli ameliyatlar
- Grip salgınları
Risk grubundaki kişilerin Aile ve Toplum Sağlığı Merkezlerinde pnömoniye karşı bağıklanması gerekmektedir. Böylece hastalık etkenini taşıyan kişiyle temas eden kişiler, hastalığa yakalanma olasılığı daha yüksektir.
Cinsel yolla zatürre bulaşıcımı? Zatürre hastalığı aktif ya da taşıyıcı olanlarla cinsel ilişkiye girilmesi, cinsel yolla herhangi bir bulaşma olmaz fakat solunum yoluyla bulaşma olmaktadır. Cinsel organlar hastalığı bulaştırma özelliğine sahip değildir. Cinsel münasebette yaşanan yakın temasta bulaşıcılık artmaktadır. Cinsel ilişki yaşayan kişilerden biri hasta ya da taşıyıcı ise, diğer sağlıklı bağışıklığı olmayan bireye bulaştırırlar. Fakat cinsel ilişki yaşayan taraflardan biri Pnömo-23 ve grip aşısı ile zatürreden korunuyorsa zatürre hastalığı bağışık kişiye bulaşmaz.
Pnömoni hastalığının başlangıç evresi (1-3 gün), hastalık etkeninin kuluçka evresi olarak adlandırılmaktadır. Bu evrede de etkenler bulaşma özelliği gösterecek ve hastalık yayılmaya başlayacaktır.
Pnömoni Aşısı Önerilen Kişiler
- 65 yaş ve üzeri yaşlı grubu (Türkiye’de batıya oranla bireylerdeki yıpranma payı göz önüne alındığında bu grup 55 yaş ve üzeri olarak ele alınmaktadır.)
- Bağışıklık sistemi normal olup şeker, kalp, böbrek, karaciğer, akciğer hastalığı olan kişiler.
- bağışıklık sistemi yetersiz olup pnömokoksik hastalık riski artmış, kronik böbrek, kan hastalıkları, dalağı alınmış kişiler ve organ nakli gerçekleştirilmiş kişiler.
- AIDS taşıyıcısı olan kişiler.
- Grip ve pnömokok aşıları yüksek ateşli bir hastalığın seyrinde yapılmaz.
- Grip aşısı yumurta proteinine karşı alerjisi olan kişilere yapılmaz. Her iki aşı da güvenlidir. Aşı yapılan bölgede ağrı, kızarıklık, yanma olabilir. Bu tür etkiler 48 saat sonra geçmektedir.
Zatürre hastalığına neden olabilecek çoğunluk bakteri ve virüslerin ölü halleri aşı ile bireye verilir. 2008 yılında yapılmaya başlanan, 2011 yılında geliştirilen Konjuge Pnömokok Aşısı, sağlık ocaklarında bebeklerin 2-4-6 ve 12. aylarında 4 doz şeklinde ücretsiz uygulanmaktadır.
Pnömoniden korunma yolları nelerdir?
Hastalıktan korunmak için hastalığı hazırlayıcı etkenlerden uzak durmak birinci koşuldur. Sigara, alkol ve ilaç bağımlılığının bırakılması ile kusmanın solunum yollarına kaçmasının engellenmesi, stresten kaçınma, dengeli beslenme, hijyenik barınmanın sağlanması gerekir.
Zatürreye neden olabilecek grip salgınlarında, toplumsal alanlarda (hastane, otobüs, metro vb. yerler) geçirilecek zaman en aza indirilmeli ve grip salgınından korunulmalı. Grip aşısı yaptırmak ve salgınlarda maske kullanmak da gribe yakalanmayı önlemektedir. Yumurta alerjisi olmayan kişiler her yıl eylül, ekim aylarında en geç kasım ayında grip aşısı yaptırması gerekmektedir.
Sağlık ocakları yeni doğan bebekleri KPA aşısı ile pnömoniden korumaktadır. Daha önce aşı yaptırdığı kesin olmayan bireyler, risk grubu içerisindeyse Bağışıklama Politikası adı altında yürütülen proje dahilinde sağlık ocaklarınca ücretsiz aşılanmaktadır. Bağışıklığı sağlanan bireylerin pnömoni hastası ya da taşıyıcı ile temasında hastalığa yakalanmayacaklardır.
Zatürre olan bebeğin annesi, konuyla ilgili bilgilendirilmeli, gerekirse hastalıkla ilgili kendisine test yapılmalıdır. Zira annenin taşıyıcı olup bebeğe anneden bulaşmış olabilir. Akabinde bebekle beraber annenin de tedavi edilmesi gerekmektedir.