Pulmonoloji: Göğüs Hastalıkları

Kronik Astıma Sebep Olan Faktörler, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Akciğerlere hava taşıyan hava kanallarının çeşitli sebeplerle tıkanması veya daralması sonucu oluşan ve nefes darlığına neden olan hastalığa astım denir. Peki belirtileri, sebep olan faktörler ve tedavi yolları nelerdir?

Kronik Astım ve Sebep Olan Faktörler

Kronik astım akciğerlere hava taşıyan kanalların çeşitli sebepler ile iltihaplanması sonucu nefes alıp vermede güçlüğe sebep olan bir hastalıktır. Akciğerlere hava taşıyan kanallar mukoza yapısındadır. Bu mukoza yapısındaki iltihaplanmalar nefes yollarını daraltır ve büzüştürür. Bu durumda hasta nefes alıp vermede güçlük çekmeye başlar. Özellikle bu güçlük nefes verirken şiddetlenir. Astım kronik ve alerjik olmak üzere ikiye ayrılır. Alerjik astımın zamanında tedavi edilmediği durumlarda kronik astıma çevirebilir. 

astım

Kronik astım hastalarının nefes yolları devamlı olarak iltihaplı olduğundan enfeksiyonlara karşı oldukça dayanıksızdırlar. Özellikle nefes yollarını basit bir enfeksiyon bile hastanın nefes yollarının tamamen kapanmasına neden olabilir ve hayati risk oluşturur. 

Hastaların nefes darlığı çekmeleri genellikle nöbetler halinde olur. Bu nöbetleri tetikleyen faktörlerin başında enfeksiyonlar gelir. Enfeksiyonlar hava taşıyan kanalların daha da şişmesine neden olur ve hasta şiddetli nefes darlığı nöbetleri geçirir. Buna ek olarak astım nöbetlerini tetikleyen diğer faktörlerden biri de sigara dumanı ve sağlığa zararlı diğer gazların solunmasıdır. Astım hastalarının yanında sigara içilmemesine özen gösterilmelidir. Duman dolayısıyla geçirilebilecek bir kriz hastanın yaşamını tehlikeye sokabilir. Bazı haşaratlar, polenler ve toz gibi etkenler de hastanın kriz geçirmesine yol açabilecek sebepler arasındadır. 

Başlıca Belirtileri ve Astım Krizi

Astımın başlıca belirtileri şiddetli nefes darlığıyla birlikte seyreden hırıltılı nefes alma ve şiddetli öksürüktür. Alerjik astım ile kronik astım benzer belirtiler gösterdiğinden hastalar çoğu zaman ikisini birbirine karıştırır ve bu durumda durumun kontrol altına alınmasını geciktirir. Böyle ihmallerin olmaması için özellikle hırıltılı solunum ve şiddetli öksürük gibi belirtiler gösteren hastaların vakit kaybetmeden hastanelerin gerekli birimlerine başvurmaları ve hastalığın tedavisine başlamaları gerekmektedir. 

Bu hastalığın en önemli belirtisi solunum sırasında güçlüğün yanı sıra ıslık sesine benzer seslerin dışarıdan duyulacak boyutta olmasıdır. Başlangıç aşamalarında yalnızca ağır işleri yaparken bu belirtiler baş gösterirken ağırlaştıkça günlük işleri yapar bile görülebilir. 

Solunum sırasında özellikle hızlı yürüme gibi efor gerektiren işler yapılırken hastanın göğüs sıkışması hissi yaşaması da belirtiler arasındadır. Bunun yanı sıra hastalığın ilerleyen evrelerinde efor sarf etmeksizin otururken dahi bu tip solunum güçlükleri gözlemlenebilir. Bunun yanı sıra hastada öksürük nöbetleri baş göstermektedir. Öksürük şikayeti özellikle hareket ederken ve gece yatarken artış gösterecektir. Kronik halinde bu şikayetlerin artışıyla birlikte krizler meydana gelir. Tetikleyici etkenler ile birlikte mukozadaki iltihaplanmadan dolayı solunum yolları tamamen tıkanma noktasına gelebilir. Bu durumda vakit kaybetmeden hastanelerin acil servislerine başvurulması gerekmektedir. 

Tedavi Yolları

Kronik astımın tamamen sonlandırılabileceği bir tedavisi bulunmamakla birlikte hastanın hayati risklerini büyük ölçüde önleyebilecek ilaç tedavileri mevcuttur. Hastalara uygulanacak tedavi hastalığın cinsine (kronik / alerjik), hastanın yaşına, hastalığın hangi seviyede olduğuna ve tetikleyici etkenlerin çokluğuna (sigara kullanımı gibi) bağlı olarak belirlenir. 

tedavi

Tedaviye başlandığı andan itibaren hastanın ve çevresindekilerin bilinçli davranması ve özellikle nöbetleri tetikleyici etkenlere karşı duyarlı olmaları oldukça önemlidir. Hastalığın ilerleyen aşamalarında yaşanan astım krizleri hastanın solunumunun durmasına ve nefessiz kalarak ölmesine sebep olabilecek boyutlara ulaşabilir. 

Hastalığın hangi seviyede olduğuna bağlı olarak hastalara verilecek ilaçların dozları belirlenir. Hastalar 1-3 ay arasında doktor kontrolüne çağrılarak gerekli tetkikler düzenli olarak uygulanmalıdır. Bu tetkikler sonucunda hastalığın şiddetine göre ilaçların dozlarında artış ve azaltma kararı hekim tarafından verilir. Hastanın iyiye gittiğini düşünerek ilaçları kullanmayı bırakması veya dozlarını azaltması tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Başlangıç seviyesindeki hastalara hastalığın seyrini yavaşlatabilecek, solunumu kolaylaştırabilecek ve hastalığın ilerlemesini durdurabilecek ilaçlar verilir. Hastalığın teşhisinde geç kalındığı durumlarda hastalığın ilerlemesini önleyici bir ilaç tedavisine başlanır. Bu tedavi süreci hastanın bünyesine ve hastalığın seviyesine bağlı olarak daha uzun bir süreçtir. Daha ağır vakıalarda ise şiddetli krizler sonrası solunumu devam ettirebilmek adına hastanın entübe edilmesi ve solunum cihazına bağlanması gerekebilir. 

Kaynaklar



1 yıldız2 yıldız3 yıldız4 yıldız5 yıldız (1 oy, ortalama: 5,00 puan
Loading...