Kronik Akciğer Hastalığının Belirtileri – KOAH Etkileri ve Evreleri

KOAH hastalığı uzun vadeli olarak devam eden tehlikeli bir hastalıktır. Semptomları ilk olarak hafif şekilde görülen bu hastalık, gitgide daha kötü belirtiler vermeye başlar.

Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) akciğerleri etkileyen ve ilerledikçe nefes almayı zorlaştıran kronik bir akciğer hastalığıdır. KOAH hastalığının oluşumunda pek çok neden gösterilmektedir. Özellikle tütün ürünlerinin kullanımı, genetik faktörler, hava kirliliği, yetersiz beslenme, tüberküloz gibi pek çok durum bu tehlikeli hastalığa zemin hazırlamaktadır. KOAH nasıl anlaşılır sorusunun cevabı ise gösterilen belirtilerin şiddetiyle anlaşılır.

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı

İçindekiler

Erken Dönem Belirtileri
İleri Dönem Belirtileri
KOAH Evreleri
Kaynaklar

Erken Dönem Belirtileri

Yapılan araştırmalarda erken dönem KOAH belirtileri gösteren bir çok kişinin; uzun yıllar boyunca aynı belirtilere sahip olmasına rağmen kronik obstrüktif akciğer hastalığı olduğunun farkında değildir. İlerleyen yaşla birlikte hastalığın şiddetinin artması söz konusu olacaktır. Eğer erken dönemlerde hastalığın tespiti sağlanabilirse, tedavisi basit bir şekilde yapılabilir. Ama ileriki dönemler hastalar için çok büyük bir risk taşımaktadır. Hastalığın ilk dönemi olan erken dönemde şu tarz belirtiler hastalar tarafından sıkça duyulur:

Göğüste baskı
Uzun süre geçmeyen (kronik) öksürük
Sürekli devam eden mukus
Sık şekilde görülen nezle ve grip
Hırıltılı solunum

İleri Dönem Belirtileri

En az akciğer kanseri kadar tehlikeli olan KOAH, ileriki dönemlerde solunum yetmezliği gibi birçok kronik soruna neden olabiliyor. İlerlemiş KOAH hastalığının şu şekilde belirtiler verdiği bilinir:

Önlemeyen kilo kaybı
Vücutta güçsüzlük
Şiddetli baş ağrıları
Bacak ve ayak şişliği
Tırnakların ve dudakların morarması

KOAH Evreleri

Hastanın muayenesinden sonra doktorlar KOAH hastalığının evrenine göre bir sınıflandırma yapacaktır. Bu değerler Global Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı İnisiyatifi kılavuzuna göre belirlenmiştir.

Evre 1 Hafif

Hastalığın ilk evresinde, kişiler genellikle durumdan habersiz bir haldedir. Hastalık çok sinsi bir şekilde ilerlediği için, durumun fark edilmesi biraz uzun zaman alabilir. İlk olarak öksürük ve balgamın görülmesi söz konusu olur. Tabi bu durum hastanın günlük hayatını etkileyecek düzeyde sık bir şekilde oluşmayacaktır. Sadece belli anları kapsayan öksürük ve balgam, hastanın bazen kendini kötü hissetmesine neden olabilir. Bu evrede nefes darlığı gibi sorunlar ortaya çıkmaz. Ve bu durumdan dolayı da hastalar günlük olarak yaptığı egzersizlere, sorunsuz bir şekilde devam edebilirler. KOAH hafif evre akciğer işlevlerinin yavaştan hasar almaya başladığı zamanları kapsar.

Evre 2 Orta

Hastalığın ikinci evresinde hastalar, durumun şiddetinin arttığını görebilirler. Özellikle basit efor gerektiren işlerde bile kolay bir şekilde yorulma görülür. Bunun yanında KOAH hastalarının sürekli şikayet ettiği öksürük ve balgam, bu evrede çoğalmıştır. Bu evredeki hastalara akciğer işlevlerindeki sıkıntıları giderebilmek adına, düzenli olarak egzersiz önerilmektedir.

Evre 3 Şiddetli

Şiddetli evre hastaların günlük hayatlarının normal şekilde gitmesine izin vermeyecek sıkıntılara sahiptir. Hastalığın belirtilerinde gün geçtikçe daha büyük ağırlaşmalar meydana gelir. Özellikle öksürük ve mukus üretimi artarken, ateş gibi sorunlarda ortaya çıkmıştır. Bu dönemlerde doktorlar ateş sorununu çözebilmek için, kortikosteroid eklemesi yapar. Ayrıca mevsimsel infulenza içinde hastalar aşı yaptırmalıdır.

Evre 4 Çok Şiddetli

Bu dönem hastalığın bilinen en şiddetli evresidir. KOAH hastalığının belirtileri yüzünden hastalar için yemek yemek bile zor bir hale gelebilir. Basit efor gerektiren yürüyüşler bile, hastalar için artık çok büyük bir sıkıntıdır. Genel olarak oksijen tedavisinin kullanıldığı bu dönemde, ateşler oldukça şiddetli bir şekilde görülebilir. Solunum sıkıntılarının ortaya çıkmasıyla birlikte, hastaları ölüme kadar pek çok tehlike beklemektedir. Bu nedenle özel olarak bakım gerektiren önemli bir dönemdir. Gerekli olan antibiyotik ve aşılar bu dönemde de devam eder. Buna ek olarak hasarlı akciğer dokularına özel tedavi içinde cerrahi bir müdahale gerekebilir. Bu dönemde akciğerin işlevi sadece yüzde 30 olarak devam edecektir.