Pulmonoloji: Göğüs Hastalıkları

Akciğer Kontüzyonu Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Göğüs bölgesine alınan darbeler sonucu akciğeri besleyen kılcal damarların hasar görmesi, pulmoner dokuda yaralar ve çürükler oluşması akciğer kontüzyonu olarak adlandırılmaktadır.

Akciğer Kontüzyonu Nedenleri 

Akciğer kontüzyonunun en yaygın nedeni; araç kazalarıdır.

Akciğer kontüzyonu, göğüs travmalarında görülen en yaygın hasarlardan biridir. Parankimal yüzey, alveoller ve damarlar üzerine yaraların oluşması, yırtılma görülmesi, kanama ya da ödem gelişimi ile birlikte ortaya çıkar. Ödem gelişimi travmatik olaydan sonraki ilk 72 saatte gelişir. Ayrıca olaydan sonraki ilk 24 saat içine solunum yetmezliği, atelaktezi adı verilen akciğer çökmesi ve hipoksi adı verilen kanda oksijen düşüklüğü görülebilmektedir. Oksijen düşüklüğü erken tespit edilemez ve oksidasyon sağlanmazsa kalp durmasına neden olabilir. Hipoksi, şiddetli vakalarda ek oksijen tedavisi ile düzeltilemez ve ölümle sonuçlanabilir. 

Göğüs bölgesine alınan darbeler nedeniyle acil servislere kaldırılan hastaların %25’inde kontüzyon görülmektedir. Bu olguların %70’i motorlu taşıt kazalarından kaynaklanmaktadır. Son veriler araçlarda hava yastığı bulunması ve çocuk emniyet sistemlerinin kullanılması ile birlikte kazalar sonucu gelişen kontüzyonun % 22’den % 10’a kadar düştüğünü göstermiştir.

Spor kazaları, patlamalar ve saldırılar parankimal yüzeydeki yaralanmaların diğer nedenleri arasında yer alır. Çocuklarda kemik gelişimi tamamlanmadığı ve göğüs duvarı daha hassas yapılı olduğu için kontüzyonla birlikte göğüs kemiklerinde kırılma ve daha geniş yaralanmalar görülme olasılığı daha yüksektir.

Silahla yaralanmalarda ses basıncından kaynaklı olarak ön yüzeye alınan darbeler ciğerlerin arkasında da kontüzyon gelişmesine neden olabilir.  

İtalyan anatomist Giovanni Battisri Morgagni ilk kez 1761 yılına yaralanmalar dışında  gastrointestinal hastalıklar, yüksek kilo ve perikardiyal kistlere bağlı nedenler ile akciğer kontüzyonu gelişebileceğini söylemiştir. 

Akciğer Kontüzyonu Belirtileri 

 Belirtiler çok ciddi olmayan ya da ciddi olmadığı düşünülen yaralanmalarda olay anında görülmeyebilir. Takip eden 1 saat ya da 1 gün içerisinde basit bir nefes darlığı ile başlayan süreç hızla geçmeyen nefes darlığı, solunum yetmezliği, solunum durması, göğüs bölgesinde gittikçe artan batma ve doygunluk hissi, baş dönmesi, kalp sıkışması ya da kalp krizi ile sonuçlanabilir. Kalp krizine neden olan temel sebep kan-gaz dengesinin bozulması ve oksijen yetersizliğidir. Vakıaların dörtte üçünde kontüzyonla birlikte göğüs bölgesinde kırık oluşumu rapor edilmiştir.

Ölümle sonuçlanan kontüzyon vakıalarının %50’sinde birden fazla yaralanma ile birlikte kırık, kalp yetmezliği veya beyin travması olduğu tespit edilmiştir. 

 Düşmeye bağlı durumlarda gelişen göğüs bölgesi çürüklerine bağlı kontüzyonlar 72 saat içinde kan dolaşımında oksijen seviyesinin düşmesine ve kan dolaşımının bozulmasına yol açar. İlk belirtileri arasında baş ağrısı, nefes alırken batma hissi ve cilt renginde değişiklikler yer alır. 

Morgagni hernisi olarak adlandırılan durumlarda obezite, reflü, bronşiyal karsinoma, akciğer kistleri ve pnömoni risk faktörleri arasında yer alır. Belirtiler uzun bir süre zarfında ortaya çıkar. Akciğer yüzeyindeki yaralar büyüdükçe semptomların şiddeti artar. Belirtiler arasında; 

Akciğer Kontüzyonuna Tetkik ve Tedavi Süreci

Göğüs radyografisinde görülen sağ akciğer kontüzyonu

Çoğu durumda, bulgular ilk inceleme sırasında belirgindir ve müteakip muayenelerde semptomlarda az bir artış eğilimi gösterir. Bu tarz vakıalarda kan tahlili kan-gaz dengesinin ölçülmesi için istenebilir. Sıklıkla teşhis sırasına radyografik görüntüleme testleri uygulanmaktadır. Bu testlerde kontüzyon alanı beyaz renkli olarak görülür. Testler, ilk 24 saatte ve 72. saatin sonunda yeniden istenerek ilerlemenin boyutları takip edilmektedir. Ultrasonla muayene kesin sonuçlar içermediğinden çok yaygın olarak kullanılmaz fakat diğer testlerde uyumluluğun değerlendirilmesi açısından CT tarama testleriyle karşılaştırmalı sonuçlarda kullanılmaktadır. 

Tedavi, gelişebilecek semptomların önlenmesini hedefleyen temel bakım tedavilerini içerir. İlk 24 saatte atelakteziyi önlemek için pozitif basınçlı oksidasyonun sağlanması temel prosedürlerden biridir. Ayrıca solunum yetmezliği gelişen hastalarda farklı prosedürler uygulanmaktadır. Ödem oluşumunu engellemek için mekanik ventilasyon yöntemleri uygulanır. Ağrıyı azaltmak ve solunumu rahatlatmak için analjezik ilaçlar kullanılabilir. Travma sonrası ilk 1 hafta tedavi sürecinde önemlidir. 1. haftanın sonunda kontüzyona bağlı ölüm görülme olasılığı çok düşüktür. Tedavi sürecinde en tehlikeli dönem ilk 72 saattir. 

Kaynaklar



Kullanıcı Yorumları ve Oyları

1 yıldız2 yıldız3 yıldız4 yıldız5 yıldız (Sizin oyunuz ilk olsun)
Loading...