Pulmonoloji: Göğüs Hastalıkları

Lenf Tüberkülozu Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Çeşitli sebeplerle M.tuberculosis, M. africanum  ,MAIS ve M. kansasii etken maddenin meydana getirdiği lenfadenit verem hastalığıdır. Tedavisi uzun soluklu olsa da mümkündür.

Lenf Tüberkülozu

Lenf bezlerinde oluşan veremdir. Lenf bezlerinin deriye açılmasıyla birlikte kötü görüntü oluşturan,  uzun soluklu sakatlanmalara sebebiyet veren ve kötü koku oluşturan ülserlerden kalın yapı oluşumudur. Ekstrapulmoner tüberküloz başlığında incelenen lenfadenit tüberkülozların görülme sıklığı ülkeden ülkeye ve bölgeden bölgeye değişmektedir. Ülkemizde ve diğer ülkelerde yapılan araştırmada yerli halk ve göçmenler arasında lenf tüberkülozu sıklığı araştırmalarında yerli hakta lenf tüberkülozu görülme sıklığı %37 olarak gözlemlenirken gözmen halklarda bu durum %47 leri bulmuştur. Irk olarak en çok Asya ırkında görülürken cinsiyet bazlı araştırmalarda daha çok kadınlarda meydana geldiği gözlemlenmiştir. Yaş grubu aralığı ise 20 ila 40 yaş arasında değişmektedir. Ek hastalıklar lenf tüberkülozunu arttıran sebepler arasındadır.

İspanya’da yapılan bir araştırmada HIV enfeksiyonu bulunmayan bireylerde tüberküloz oluşumu olmazken HIV enfeksiyonuna sahip bireylerin %39’unda lenf tüberkülozu tespit edilmiştir. Bu durum ek hastalıkların tüberkülozu tetiklediğinin bir göstergesi olmuştur.

Lenf Tüberkülozu Nedenleri

Çeşitli etken maddelerin sebebiyet verdiği tüberküloza M.bovis etkenide sebep olmaktadır. Özellikle sütün pastörize edilmediği yıllarda çok sık M.bovis etkeni görülmekteydi. Pastörize işlemleri uygulanmaya başlandıktan itibaren M.bovis neredeyse etken madde olma özelliğini kaybetmiştir. Günümüzde en sık gözlemlenen etken maddeleri arasında M.tuberculosis, M. africanum  ,MAIS ve M. kansasii etkenleri gösterilebilir. Bu etkenler arasında ise en sık MAİS etkeni görülmektedir. Lenf tüberkülozu genellikle üç şekilde meydana gelmektedir.

  • Primer enfeksiyon oluşumu doğrultusunda meydana gelir. Primer lenf tüberkülozu tedavisi yarım bırakılır ya da tedavi edilmezse bireylerin %5lik kısmında ilk 6 ay içinde lenfodenit tüberküloz oluşumu gözlemlenebilir. Pediatri gruplarında da hastalık bu şekilde ilerler. Ayrıca hastaların %80’ini oluşturan grubun akciğer grafilerinde lezyon bulunmaktadır.
  • İkinci oluşum yolu ise primer enf. Döneminde hematojenle lenflere yerleşim göstererek yaşamlarını devam ettiren basillerin uzun yıllar sonra çoğalması ve hücreleri ele geçirmesi şeklinde meydana gelir. Endojenik olarak bireylerde hastalık oluşmaktadır. Ancak hastaların yanlıca %30’luk kısmının ak grafisinde lezyon tespiti bulunur. Ayrıca bulunan lezyonların çoğu da inaktif durumdadır.
  • Üçüncü oluşum yolu nadir olmakla beraber komşuluk ilişkisi ile meydana gelen tüberkülozu kapsamaktadır. Lokal yolla oluşan enfeksiyonların etken maddeye dönüşme şeklidir. Mukozaya girerek en yakın lenfe ulaşırlar ve tüberküloz oluşumu meydana getirirler.

Lenf Tüberkülozunun Belirtileri ve Tedavisi

  • Pediatri gruplarında bronş problemleri
  • Özofagus baskısı, Dispne
  • İnterkostal lenfadenit bezinin tutulması
  • Seste kısıklık meydana gelmesi
  • Kronikleşmiş karın ağrısı
  • Wheezing, Öksürme
  • Disfaji, Şilüri, Ateş, İkter

 MOTT lenfadenopatisinde birincil tedavi cerrahi müdahale ile yapılmaktadır. Kesin sonuçlara ulaşılan işlemde başarı oranı %95’tir. Cerrahi işlem sonrası nüks oluşabilmektedir. Meydana gelen nüksler ikinci bir cerrahi girişimle alınabilmektedir. Tedavisi devam eden hastalığa cerrahi işlem uygulanamıyorsa (hassas cilt, deri deformasyonları) medikal tedavi başlatılmalıdır. Medikal tedavide klaritromisin, Rif,EMB, sifrofloksasin, rifabutin ve klofazimin kullanılabilir.

Ayrı ayrı 9 ila 6 ay sürdürülen tedavinin toplam süresi 12 aydır. AIDS hastalarında verilen ilaç miktarları azaltılabilmektedir. Hastalardaki HIV virüsü varlığı uygulanan medikal tedavinin etkisini azaltabilmektedir. Ayrıca uygulanan kemoterapi tedavi için neredeyse tek başına yeterli olmaktadır. Yapılan araştırmalara göre kemoterapi gören tüberküloz hastalarında başarı oranı %90’lara ulaşmıştır. Medikal tedavilerde bir gruba 9 aylık tedavi uygulanırken diğer gruba 18 aylık tedavi programı yapılmıştır. Tedavisüreleri bittiğinde hastaların iyileşme oranları karşılaştırılarak 9 aylık tedavinin yeterli olduğu kanısına varılmıştır. Tedavi süresinin kısaltılmasında PZA’nın etkisi çoktur. İyileşme potansiyelini yükseltirken tedavi süresini de kısalmasını sağlamıştır.

Tedavi sonrasında lenf bezlerinin tamamı yok olmamaktadır. %30 ila %20 arasında değişen oranlarda lenf bezi varlığı gözlemlenmiştir. Ayrıca tedavi süresinin bitmesi hastalık için tekrar nüks göstermeyeceği anlamına gelmemektedir. Tedavi sonrasında karşılaşılan nükslere ilk tedavi uygulaması ne ise o uyulanır. Primer cerrahi işlem uygulandıysa cerrahi işlemle nüks giderilir. Primer medikal tedavi yolu izlenmişse nüks içinde medikal tedavi hekimlerce uygulanır.

Kaynaklar



1 yıldız2 yıldız3 yıldız4 yıldız5 yıldız (1 oy, ortalama: 5,00 puan
Loading...