Pulmonoloji: Göğüs Hastalıkları

Akciğerlerde Su Toplaması Durumunda Uygulanan Tedaviler

Akciğerlerde genellikle enfeksiyondan kaynaklanan iltihaplanma meydana gelebilir. Bu duruma tıp dilinde plörezi adı verilir. Peki akciğerde su toplaması nasıl tedavi edilir?

Akciğerlerde Su Toplaması

Akciğerler oldukça esnek bir yapıya sahiptir ve bu esnekliği plevra adı verilen dış zar sağlamaktadır. Ancak bu zar içerisindeki dokular herhangi bir sebep ile iltihaplanabilir ve su toplayabilir. Bu başlangıç seviyesinde hastanın hayatını olumsuz etkileyecek belirtiler vermese de ilerleyen zamanlarda tedavi edilmediğinde hastada ciddi komplikasyonlar oluşmasına sebep olabilir. 

akciğer su toplaması

Halk arasında akciğerlerdeki bu komplikasyona zatürre denirken tıp dilinde plörezi olarak adlandırılır. Tedavi edilmediğinde verem ile bile sonuçlanabilir ve ölümcül olabilir. 

Akciğerlerde meydana gelebilecek su toplamasının kesin bir nedeni her zaman olmayabilir. Ancak bu vakıaların büyük bir kısmını enfeksiyonel nedenler oluşturmaktadır. Başlangıç seviyesinde soğuk algınlığı veya alerjik reaksiyonlar ile benzer belirtiler gösterdiği için çoğu kez teşhiste geç kalınması ile karşılaşılabilir. Plörezinin başlangıç seviyesinde olduğu durumlarda hastalarda öksürük, yüksek ateş ve halsizlik gibi belirtiler baş gösterecektir. Ancak tedavi edilmediği süreçte bu belirtilerde artış ile birlikte batma şeklinde göğüs ağrıları ve nefes darlığı da belirtilere eklenecektir.

Tedavi Yöntemleri

Tedavi yöntemleri genellikle hastalığın hangi seviyede teşhis edildiğine ve plöreziye neden olan faktörlere göre belirlenir. Tedavide öncelik akciğer dokusunda biriken sıvının dışarıya aktarılması yönündedir. Sıvının tehlikeli boyutlarda birikmesi öncelikle hastaya ciddi ağrılar yaşatacak ve şiddetli nefes darlığına neden olacaktır. Hastalığın başlangıç seviyesinde ilaç ile tedavi yöntemleri ve bitkisel tedavi yöntemleri kullanılarak iyileşme sağlanabilse de orta ve şiddetli plörezide ek müdahale gerekebilmektedir.

Akciğer dokusunda meydana gelen su toplaması zamanında tedavi edilmediğinde büyümektedir. Bu durum koruyucu zarın gittikçe gerilmesine ve incelerek deforme olmasına neden olmaktadır. Bu durum ile beraber dış zarda bir delik meydana gelebilir ve iltihaplı sıvı göğüs boşluğuna oradan da kana karışarak hastayı hayati tehlikeye sokabilir.

Akciğer zarında sıvı birikmesi hastaya ciddi nefes darlığı problemi yaşatacağından oksijen desteği sağlanmalıdır. Hastalığın çeşitlerinden en tehlikeli olanlarından biri de ampiyemdir. Bakteriyel nedenlerle ortaya çıkabilir veya göğüs ameliyatları sonrası komplikasyonlarında rastlanabilir. Ampiyem tanısı koyabilmek için uygulanan yönteme torasentez adı verilir. Bu işlemde akciğerde biriken sıvıdan numune alınarak teşhis koyulabilir. 

tedavi

Dren Tedavisi

Hastaya yapılacak ilk müdahale akciğerde biriken sıvının akıtılması yani drene edilmesidir. Bu işlem için hastanın göğüs kafesinden içeriye uzun bir iğne sokulur ve şırınga yardımıyla sıvı dışarı aktarılır. Ancak bu işlemin uygulanabilmesi için biriken sıvının yeterli akışkanlık seviyesine sahip olması gerekmektedir. Bazı geç teşhis edilmiş vakıalarda sıvıda yoğunlaşma olabilmektedir. Böylesi bir durumda bu yöntem ile tedavi olanaksızdır. 

Tüp Tedavisi

Orta seviyede akışkanlığa sahip sıvıların dren tedavisi ile dışa aktarılması mümkün olamayacaktır. Bu durumda ayakta cerrahi yöntemlerine başvurulur. Bu işlem için hastanın göğüs kafesi üzerinde küçük bir kesi açılır. Açılan kesikten göğüs tüpü yardımı ile sıvı transferi yapılır. Bu işlem lokal anestezi altında yapılabilmektedir. Bu yöntem ile biriken sıvının büyük bir kısmı dışarı aktarılabilir. 

Cerrahi Müdahale

İlerlemiş ve teşhiste geç kalınmış durumlarda akciğerde biriken sıvı çok daha yoğun bir kıvam alabilmektedir. Bunun yanı sıra bazı vakıalarda sıvının biriktiği alan oldukça geniş olabilmekte ve bu gibi durumlarda dren yöntemiyle veya tüp takılarak sıvının büyük kısmı dışarı transfer edilememektedir. Hastalığa neden olan etkenlere de bağlı olarak biriken sıvının yoğunlaşması gibi durumlarda göğüs kafesi içerisine cerrahi müdahalede bulunulması gerekir. Bu yöntemde hastanın göğüs kafesi açılır ve akciğerdeki hasta bölge alınarak temizlenir. Bu işlem sonrasında bir kaç ay içerisinde plevra zarının esnekliği sayesinde akciğer eski boyutlarına dönecektir. 

Antibiyotik Tedavisi

Uygulanan yöntemlerin birincil amacı akciğerlerde birikim gösteren sıvıyı dışarı transfer etmek ve yeni bir oluşumun önüne geçmek için ilaçlı tedavi ile devam etmektir. Genellikle sıvı transferi dren yöntemiyle veya tüp tedavisiyle gerçekleştirilebilmektedir. Ancak cerrahi yöntemlerden sonrada aynı prosedür uygulanmalıdır. Hastadan alınan sıvı örneği laboratuvar ortamında incelemeye alınarak hastalığa neden olan etkenlerin belirlenmesi sağlanır. Ardından hastalığın tekrarlanmaması ve deforme olan dokunun iyileşebilmesi için hastaya en uygun antibiyotik uzman hekim tarafından belirlenir. 

Kaynaklar



Kullanıcı Yorumları ve Oyları

1 yıldız2 yıldız3 yıldız4 yıldız5 yıldız (Sizin oyunuz ilk olsun)
Loading...